sözcüklerle arandaki sıkı ilişki nasıl başladı, bununla ilgili bir anın var mı 

klişe olarak çok ve çeşitli kategorilerde kitap okumakla başlayan bir süreçti. çocukluktan ilk gençliğe kadarki dönemde yeni alanlar, kültürler öğrenme merakı da bunun bir parçası. aslında konuşmayı hiç sevmem ama içine kapanık düşünce dünyamı geliştirmek için daha çok bilmek durumundaydım. dedemlerin evindeki gazete promosyonu ansiklopedileri karıştırmanın da çocuk yaştan aklımın ermediği noktalardaki kelimelere bile hakim olma şansıydı benim için. ilk gençlik döneminde yürüttüğüm editörlük görevleri sırasında dergilere gelen çok fazla eseri okumak durumunda kalmak artık kelimeleri nerelerde ne şekilde kullanmam gerektiği noktasında da bana yol gösterdi. şiire mizahı katabilmek için de sürekli kelime oyunu düşünmek en sevdiğim kelimelerle bağ kurma yöntemiydi. bir kelimeyi bozmak için öncelikle bilmek gerekiyor çünkü. ancak bu sıralar şiirlerimde kendi üslubuma uygun bulduğum kelimelerin dışındakileri kullanmıyorum. şiirin dokusundan koparacak anlamsız kelime kalabalığından uzak durmaya çalışıyorum. kelimelerin de kelimelerle arasını yapıyorum. 

yazma pratiklerin neler? yolda veya geceleri yazarım diye kurduğun bir cümle var mı.

öncelikle yer ve zamandan bağımsız olarak şiir yazıyorum. ben şiirin yeri ve mekanı anlamsız kıldığını düşünüyorum. herhangi bir mekanda veya bir kişinin yanında olsam da fark eden bir şey olmuyor. bir anda gömülüp üç saat yanımdakileri umursamadan yazdığım şiirler var. bu konuda çok uyarılıyorum. bir şiirimle ilgili aklıma yeni bir fikir geldiğinde onu hayata geçirmek için birden ortamdan silinebiliyorum. şiir benim için ilk yazmaya başladığımda içimden kayıtsız şartsız dökülür. sona vardığında ise bana bile yabancı görünür. bu şiir oldu artık diyene kadar şiirden insana benzeyen yönlerini yontarım. şiir bana bir his birikintisi olarak zamansız gelir. nerede olursam olayım ben de onun için zamandan koparım veya ona zaman ayırırım. bir şiir bu şekilde benden habersiz başlar, her an değişebilir, bir an biter. beni buna hazır gösterecek kaç pantolunum var ütülü? bunu da ütü biliyor. Yazma pratiğim yok ama genellikle çok fazla düşündüğüm dönemlerin sonunda bana bir şeyler oluyor şiirler yani. şunu söylebilirim ki yazarken oturuyorum, doymuş oluyorum ve hayvanlarım yanımda olmuyor. 

üretimlerinde seni destekleyen ve ilham veren durumlar var mı? bunların ne kadarı insanla alakalı?

sadece insanlar üzerinde gözleme dayalı bir şiir ortaya koymadığım için tamamı insanla alakalı diyemem ama insan dışında gördüğüm ne varsa insandan kesin bir iz taşıyor. buna eminim. ilhamım bir hissi çok yoğun ve tutkulu bir şekilde başlatıp bitirebilmeme dayanıyor. aşırıya kaçtığım ne kadar duygu ve durum varsa sonuç olarak bana bir şiir doğurdu her seferinde. bir şiire birkaç aşırı duygu sokmuşluğum bile oldu. şiir benim için aşırı şeylerin sonucu. kendimi buna dayandırıyorum. hislerimi yoğun ve kalabalık fikirlerle tıka basa doldurup şiire ulaşmayı seviyorum. ilhamımı kendim hazırlıyorum lafı uzatmayacak olursak.

-ilk defa şiirle buluşman senin düşünsel dünyanda hangi kapıları araladı? ve o anın izlerini bugün nasıl taşıyorsun?

o anın izleri evrile evrile bir toz haline geldiği için şu anki düşünsel yaşantımda bir rol sahibi olduğunu da düşünmüyorum. benim için birer tetik olarak hayatımda yer alıyor bu durum. bana kazandırdığı düşünme disiplini sayesinde yaşantımın daha da kolaylaştığını söyleyebilirim. bir şiirin nasıl başlayıp nasıl bitmesi gerektiğini çözmek bir hissin nasıl başlayıp nasıl bitmesi gerektiğini de çözmektir. ilk defa şiirle buluşmak asla yetmedi. dislektik fünye’yi yazacak dili oluşturana kadar yüzün üzerinde fikirden caymışımdır. ilk defa şiirle buluşmamla düşünsel dünyamdaki aralanan kapıları çoktan kapattım. kesin olarak beni düşünme disiplinim üzerine düşünmeye başlatan şeyin ilk defa şiirle karşılaşmak olduğunu hatırlıyorum. ama o zamanlar nasıl bir şiir düşünüyordum işte onu hatırlamıyorum 

rüyanda hiç şair görüyor musun?

rüyamda herhangi bir şair görmek yerine kendimi başka bir şair olarak çok görmüşlüğüm var. bir gün dünyanın en iyi şairi ödülünü alıyordum ve o ödülü almamı sağlayan şiiri okuyordum. rüyamda içimden harbiden iyi şiirmiş diye söylendiğimi bile hatırlıyorum ama şiiri bir türlü hatırlamıyorum. bunun üzerine yaklaşık 8 yıldır düşünüyorum. bir gün o şiiri yazacağım rüyayı hatırlayacağım yok.

şiirlerinde rap müziği türlerinin etkisi var mı?

2008 yılından beri azılı bir dinleyici olarak rap müzik dinliyorum. 11 yaşımdan beri sürekli olarak rap müzik dışında bir tür dinlemişliğim de yok. Şiire başlamadan önce de rap müzik yapabilmek için şarkılar yazıyordum. Rap müziği yapamayacağıma inandığım bir zamanda da şiirle tanışınca kendimi ifade edebilmek için iyi bir yöntem olduğunu düşündüm. şiir yazmaya devam ettim. şiirimdeki underground izler tamamıyla hiphop kültürünün beni yetiştirmiş olmasından doğmuştur. ritmi duyurmaya çalışmak raple ortak günahımız.

sence şiirlerin insanların ortak bir paydada buluşmasını sağlıyor mu?

şiirim bütün ortaklıkları bozmak amacıyla yazıldığı için böyle bir şeye sebebiyet vereceğini düşünmüyorum. bütün orta yollar güzergahtan çıkarılmadan bir şiire varılacağını sanmıyorum.

şiir, okuma ve yazma anlamında Türkiye’de nasıl bir yere sahip sence?

Yazma konusunda kendimizde hiçbir kriter aramayan insanlar olarak okuma konusunda yazarda kendimizde olmayan her kriteri arıyoruz.

“dislektik fünye”nin bir hikayesi var mı?

tanışmayanlar için kendisi bizzat ilk kitabım oluyor. bir şiir dosyası hazırlamaya başladığımda yazdığım her şiiri bir yerde öylesine toplamak pek mantıklı gelmedi ve bunu bir konsept halinde nasıl yapabilirim diye düşünmeye başladım. disleksisi olan bir kardeşim var. onun etrafımda ne zaman patlayacağını bilmeyen bir bomba gibi dolaşmasını gözlemleyerek neyi ne zaman söyleyeceğini bilmeyen, dikkati dağınık, bir türlü asıl lafa giremeyen ve hep konunun çevresinde dolanan, ifade ve can sıkıntısı taşıyan bir karakter oluşturdum. bu karakterin karşısına bazı olaylar ve hisler çıkardım. bu durumlara karşı nasıl tepkiler vereceğinin şiirini yani bu kitabı yazdım. hikayemiz budur.

son yayımlananlar