adına yaşam denilen 
bu uğruna cefalar çektiğimiz
ilaçlar içtiğimiz 
savaşlar verdiğimiz 
yetişmek için telaşına 
sabahkinden tam altı saat önce 
geceyarısı metrolarında
koşarak ter döktüğümüz
kalabalığında sıkışıp kaldığımız 
bir türlü anlam bulamadığımız 
hep yoksulluk pençesi sırtımızda 
mazlumun bugününde ve yarınında
hep hasretlik bir şarkı çalar kulaklarında 
düşündüğümüz bu devlet nedir diye
düşünürüz bu polis kimdir,
savcı neden peşime sürdü bunları
hakim niye böyle savsak bakıyor dosyama 
niye herkes ezber bir yaşamın içinde 
niye koptu gömleğimin düğmesi 
ve niye artık kimse dikmiyor söküklerini?
neden bu aile benim yapışmış boğazıma?
niye içindeyim bu tepetaklak yaşamın?
oysa bıçak ucundaydı damarlarımın 
haziran ortasıydı bir otobüs yolculuğunda 
bir otogar tuvaletinde ağlamıştım bunları düşünüp
ardımdan bırakmak istediğim son notumu 
yırtıp atmıştım bıçağı bıraktığımda
ölüme bu kadar yakınken bile
otobüsümü kaçıramazdım nasıl olsa 

son yayımlananlar