geldim aksak yanımı astım
sandalyeye
oturabilir miyim, dedim
karşında
dolu kara bir buluttu
oturabilirsin, dedi
adım ayrılık
su içiyorum
gözlerimi kışkırtmak için
dedi, sen başka iç
kıvamlı bana kırmızı
lüzum yok bardağa
baht’ır adım, dedim
şişeyi yuvarla
minyatür bir şişe kadar
dedi, yoksa bir manin
ağlayacağım
dedim, kar desteyi
dağıt bulutu
sende maça papazı
câlût katili davut
bende billur bir sinek
köylü kızı melek
körükle ateşi, dedi
yakacağın yer
nasılsa
elinin kıymeti kadar
terimin damlasında
dedim, işçiyim
acize yufka
naçizane yüreğim
havayı karartır
dedi, suyu çürütür
içimizdeki ordu
ölümdür
o vakit, dedim
çağıralım gelsin
ağrılı göğsümüze
hamasi kupa bir aşk
elleri henüz karmış
toprağı, dedi gömütüm
raşel
çağırdı gelmedim
çağırdı gel
saklamıyor ki huyunu
dedim, üç humus kupa
de haydi içelim
heves helak karmaşa
gemilerimin direği yüz
duyguları korsan
bayrağı karo
dedi, neremizde
neyimiz olur truva
dedim, gelsin yakup
okusun üflesin hesabımızı
gidelim topuklarımızda
yol incinmesi
başımızda deniz tutkusu
gidelim topla desteyi
yarım kalsın falımız
