tümü kapsama çabasını ellerinden başka bir şey gelmeyenlere bırakıyorum
istanbul’un eski kar depolarına yerleşenler, internet bilen fakirler, cemaatimiz
yerlerin tozu, kaçık fenomenler ve her şeyin kimyasal olmasına alıştık
nasıl yapılıyor babanı düşünmüyor görünmek baskı tişörtler
giyerek yokuşlardan inmek mağripli gibi hala değil mi şık?
günümüz hayret seviyesinde bir gariplik yok mu
herkes ulaşabildiği her şeyi anlamış gözüküyor
aslında alien stop-motion tadında sinsice tanışıyorum hala dünyayla
örneğin alman rapini döküntü olunca seviyorum
gerekli ayarlamalar yapıldığında veri çalıyorum akşamları
işliyorum onları dostlarım için bir hikayeye dönüşüyor
şaşkınlık yaratıyor hakimiyetim notlarım flowumun ırgatları
didaktik isimli kılıç dünyayı ikiye bölüyor royal akışını
beynimizi sesimle dolduruyorum ve notlarımı alıp
kendiminki dahil tüm hayatlardan ayrılıyorum
bir sahneye ya da enstitüye götürecek şiirin ilk bölümü-
nün sonuna her yerden bildiğimiz doğu bayrağını dikiyorum.

dipteki cehennemden gökteki cennete, yalnız giden en çabuk varır
yalnızlaşmak için boş yere crocs giymiş bir şamandan el aldım
rüyamda kendimi bronzdan bir heykel şeklinde görene kadar
zaralı halil dinleyip erken ölen çavuş dedemle aynı şeye ağladım
inanır mısınız geçenlerde ereğli’de kendisinin mezarını bulamadım
genlerimde meyve kuruları var
nasıl bunca pazarlamacı karakterle mücadele edeyim
iki çift laf etmeden nasıl bebeğimi kibernetik dine kurban edeyim
masaj randevuma bir saat kala kadıköyde
yılın ilk yağmuru yağıyor şehirliler all time high kayganlığın farkında
reeboklarımı askerde eskittim devre 21/3 beş yüz lira feda oldu vatana
hiçbir dokunuş çözmeyecek boğazımdaki düğümü biliyorum
benden icazet olarak gidip bir tanı edinmem isteniyor
bu işin okulunu okuduk az ama hızlı konuştuk hakkında
bilseniz kaç yıldır kaçışıyorum dsm5’in klinik boşlukları arasında

budanmamış dallardan kaçtım baktım budanmamış dala isim bulunmamış
kısmen, rahatına düşkünlükle suçlanan alaycı bir içses tarafından yazıldı şiir
ancak beğenilme arzusu istemsiz olarak parladığında insanları tetikledi
n’apalım yani her gün yepyeni ve muhteşem bir hata mı yapalım
depresyon politiktir işte bunun için yeni bir zihinsel topografya mı lazım

durdu zihnim bitti bu şiir aslında
buralara da yazıp mikroskobik yırtıklar yaratayım aklımda
akıllı olayım iyi besleyeyim onları
her beş yılda bir gerekeni versin okura

son yayımlananlar