Camus’nün Hayır’ı
sınırlarla başlar başkaldırı
toprak ve hiç olmayan
ama onun uğruna can verilen sınırlar değil bunlar
görülesidir tam tersi
tam kalkan bir başın arkasındadır
hayır-dan sonra varoluş başlar
‘kendiniz’ yaratılır her reddedişte
temel hep bir hayırdır
sonrasında gelir çatılan kaş ve devrim
kaş ne kadar çatılırsa
o kadar bulanıklaşır gözler
bu yüzden bulanıktır başkaldırı normalden
’göz kısılırsa – görüntü buğulanırsa daha da aydınlanır insan’
çünkü ışık karanlığı sever
bu yüzdendir çatışırken siyah giyeriz
yanarız
göğün – bilincin ve namlunun ışığıyla
olsun
hayır devrimin ön adıdır
çatık kaşlı – nur yüzlü bir delikanlıdır
(2011)
Camus üzerine saçmalık
sen daha ‘bir saçmasın’
büyüyünce de öyle kalacaksın
hem dünyadan fazla daha ne kadar büyüyebilirsin
uğraşma ve esenlikle kal
evren saçmayken
bak bakabildiğince uzağa
öğren öğrenebildiğin kadar
al bilinmezlerin tüm sorularını – çöz
kalmaz mı o zaman dersin ‘saçma olan’
ben
görüyorsun halbuki – beni okuyorsun şimdi
yaşıyorken birden öleceksin
ve yaşıyorsun daha
bunlar en az ‘ben kadar’ – ‘yazdıklarım kadar’ saçma
(2011)
Camus üzerine karanlık
Camus hep haklıydı
‘ışık – gün ışığı o kadar kalın ki
fazla ki karanlığı getiriyor’
güneşi göremiyorum
çok yorulmamak gerekir o zaman
kapalı olmak en güzeli
(2011)
