Bir geyik gibi çabasız, geçip gidebilirdik bu engebeden
Acı çekmeyelim diye tetiğe basan da olmazdı
Kuşaktan kuşağa aktarılırdı kan
Bu inanmışlığımız, oldukça
Ama sen de biliyorsun ya
Çürümüş bir şeyler var bu devam edişte
Vahşi doğanın ıskalanmış çağrısı, örselenmiş irademiz
Alıcı kuşlar bekliyor kapıda
Müteahhitler üç daire veriyor dört kardeşe
Sarsıntı bitmiyor halkların kardeşliğinde
Devlet bana bakıyor,
Soyunamıyorum eskilerimden
Hareket eden ben değilim
Dalgalar geri çekiliyor yine
Deniz yuva sayılmaz, biliyorum
İlyada’da Akhilleus’un öfkesinden fazlası var
Tarihe geçmemiş onca şey
Oyulmayı bekleyen makas
Tenime batan tişört etiketleri
Şenlik ateşinin etrafında esir atlar
Beden dersinde havuz problemi
Hiçbir şey tortu bırakmıyor artık
Her gün klavyeye değen eller yalnız
Kim inanır ayaküzeri denk düştüğümüze
Gel, eve dönmeyelim
Sokak sokak deliliğimizi arayalım seninle
Cinsiyetsiz küfürler öğrenelim yüzlerine karşı
Karasuları aşalım uykumuzu bölelim
Belinin çukurunda yalınayak koşalım
Memleket bu haldeyken,
Dilimizde Olvido’dan birkaç dize
Gece seslerine karışalım
Yastığın soğuk yüzüne uyanalım onlar uyurken
Beklemiş reçeli kaşıklayalım masada
En çok da unutulmuş kayısıyı
Ağzımızda kirazın tadı,
Yeniden bakalım eski dünyaya
Çomak sokalım onların anlı şanlı inançlarına
Diyelim ki,
Balina neden katil olsun deprem neden afet
Herkes kendi akışında doğal
Karıncaları da veterinere götürelim
Merak edelim annesi ölmüş bir kanguru nasıl uyur
Rahat bırakalım kivi kuşunu
Tüyün bize hafiflik borcu yok, hatırlatalım
Yaprağın düşüşünü intihar saymayalım
Bir yol çizilişi olsun güz
Dilimizde Olvido’dan birkaç dize
Yeniden başlayalım eski dünyaya
