her şey ayrı yazılır böyle giderse
al sen de bu ruhu karıştır, göğsündünya biraz havalansın 
korktuğum başıma gelsin, seni artık havalimanlarından tanıyayım
çiçekleri peşine tak, nesli tükenenleri arşivle, sonra birlikte bakarız
ve ziyaret edilmeyen bahçelerin tuhaf taşları kadar  
bir ara bu aşkı yaşayalım 
botanik de bu işi hafife almasın

naftalin gülüyorsun, hemen sil ki taze peşkir kaderine bulaşsın
ölüm ne kadar katlanırsa sayılmamış çocukların geleceğine
bu aldanmayı da karıştır şimdiye, boynun ffff biraz nefes alsın

kendine sürdüğün o aldanmışlığın yılandan yoluyla 
doğarken sana biçilen zehri antikorla temizle püskürt
sen gölgesin ne de olsa
gittiğin her yerde aradığın tabelalar geleceğe apokalipse kalsın
sadece hiç kullanılmamış bir yatak sanmışsın yaşantını, niye öyle  
bunu hata kabul eden eski azizlerin meydanlarda tansiyonlarına sahip çıkarken
demedim mi yolunu vururlar senin 
demedim mi bir nevresim yeni yıkanmış ikimize ve gülüşün beni çağırmış
öpüşmeye biraz geç kalmışız ne gerek var bu kadar kelimeye
çünkü biz senle ansiklopedileri hala depoya kaldırmamıştık

ben hakikatten yanayım sakın söndürmesin beni senin yalanın
bir dalın ikinci kırılmasında bile nehre yürür suyumun yutkunuşu
yine de bir kum eksilse, yosunlar lekelense öyle akmak eksik kalsın
her numaranın hakkını yiyen bir santral gibi sadece sana bağlandım
bir akşam yoruldum dinlenmek için senden
bir akşam aldandım ve bir akşam sulandırıldı kanım
benimle ne yaparsan yap ama 
bırak ziyaretsiz bahçelerimde ayak seslerin yaşasın
çünkü biz senle sırtımızda izi kalmış bu dikenleri 
hâlâ bir kaktüse taşımamıştık 

son yayımlananlar