Kaç kişiyiz bilmiyorum, bu derede boğulurken
İpte oynarken kaç kişiyiz, maçtan dönerken
Ya da bu kadar dağınık severken birbirimizi
Kaşlarımıza çelimsiz bir cemre düşerken
Şubattan kalma bakışlarla oyalarken gökyüzünü
Kaç kişiyiz sadece yürüyecek kadar yorgun
Sadece susacak kadar tedirginken

Görünmüyor işte insanın omzunda taşıdığı kalabalık
Burnundan çıkan soluğun solumadığı kadar var
Bir boşluk insanı yaradan daha çok yaralıyorsa
Orada yaşanmamış bir şeyler vardır, bunu iyi bilirim
Kemiği kemirmekten vazgeçmiştir köpekler
Boğulmuştur boyu denize yetmeyen çocukluklar
Vurulmadan avlanmıştır, nesli tükenen keklikler

Kimse bir hayatı sorgulamıyor artık orada
Görünmüyor devletin ve evlerin aldığı hasar
Göze batmıyor ısırılmayı arzulayan dudaklar
Hiçbir sesin şiddeti patlatmıyor kulak zarlarını
Alışmaktan korkuyorsun ya hani artık çok geç
Kimsenin burnunda tütecek bir yer kalmamış
Özlemiyorlar demiyorum, özleyemiyorlar

Başlarından aşağı kaynar sular, çünkü halklar
ve en nihayetinde bu kadarlar
Evet onlar bile yadırgamaktan vazgeçmişler 
Her şey öylesine yabancı, en az hayat kadar uzakken
İmkânı olmayan her rüya yerinde sayıyorken
Yine aşklar karşılıksız, yine ölüm soğukken
Alışmışlar demiyorum, unutmadan unutmuşlar

Biz kaç kişiyiz ki bu kadar azız ve azınlığız
Neleri görüp de görmezden geldik bunca zaman
Ülkeler dedik, tarihler ezberledik, hep boş işler
Her adımda bitkin, her bakışta biraz daha yılgınken
Biz kimiz ki dünyayı kurtaracak gibi çıktık her gün evden
Yaşamayı unutarak eve döndük de görülmedi aldığımız hasar

Şimdi kim kurtaracak bizi bu sarhoş düzenden
Ayılmak istemiyorken ve hiç sarhoş olamamışken
Çektim hayatın ve gözlerinin kahrını
Çektim ama görünmüyoruz fotoğraflarda ve hayatta
Artık kimsenin göremediği bir avuç hasarız
Çektim hayatın ve gözlerinin pimini
En olmaz yerde, en olmaz şekilde patlayacağız
Gözlerden mi utanacağız, ışıklardan mı kaçacağız
Görünmeyen hasarları yok mu sayacağız?

son yayımlananlar