herkeslere söylemek gerekir mi
yoksa
gittin mi tam gidiyorsun kendinden kemerini hiç sıkma; sıva söküyor zıvanadan çıkıyor civata sıkıyorsun.
konuşurken sıkmadın kimseyi sallamadın
masa da sallanmadı yalnızca yer oynadı
az geride bir şey mi gizli yine hayır dönüp bakmak gong.


kardan çıkaramıyorum bu elleri çünkü kırık parmaklarından bu ellerin de bir kolu yok mu
kolu çevir bu kolun da bir canı yok mu yani
gir içeri anasını selamla o da bir insan evladı.
ve donmuyor ev çünkü tersine dönmüş  duvarlar
duvarlardan parmaklar üçlü beşli çıkıyor
kırık yerlerinden hele onlu beşli.


ağlamak öyle değil diyor, der tabii
çünkü o kimse, kim ne fark eder him/herself? maalesef
kahkaha atıyordum hani noldu bu esna bir şekil
buz olup yere düştüm ellerim kırılaydı kırlarda çiçek kurdum
pembe ellerim kör siyah, silah tuttu ucu bana ters geldi
gözüme soktum namluyu acı geçti biraz


bugün fırlatıyorsun birine mor
zambak çıkıyor diye de diline mavi vurmasın
bak geliyor vurmasınlar sokağa böyle gümbam giriyorlar
sevmiyor ama onu vurmasınlar


biraz malt bir mavi düşünmek istesen de sen
aniden kafanı çevirip kahvendeki köpüğe bakıyorsun
ayna parçaları düşürüyor alnının çatından sanarsın ki ter
mor maviye dağılıyor tam burasını biraz boz
tamam muradını almıyorum al mendil de sende kalsın
kara kaplı kitap bende, dilim dolanık sustu kalsın.


bu sen geyiğine kimse bağlamaz arabasını sen
onu çıkart beni taşla bana at bana arvad.
atam tutam ben seni sana katam ben seni
diğer geyikler normal benim gibi değiller
bana goddamn’t dem bi çay
ama olur ya doldur sonja getir şimdi değil
kırsın cevizi mor tutulsun kulp fincan ficcin


burada havandan daha cesur jesus geçilmiyor
ver sus, versus ve susma susam sokağına böyle gir circus.


bir tam ortasında flu yarım istiyorum
ışığımı olduğundan az yayalım kısık ateşte
girişler develeopar çıkışlar cem kapısından
katibim kapan sevgilim al reenkarnasyon
başım da sağ kısık da mengene
kimse kimsenin “olarak” bilmez.


son yayımlananlar