SSS mini soruşturmalarımıza kaldığımız yerden devam ediyoruz. 010’un konuğu sevgili Sude Öztürk. 160.Kilometre’nin Gulyabani dizisindeki Sınırı Geçmek Üzereyim’in şairiyle, şahsi düşüncemle güncel şiirimizde ‘lead‘ şiirlerden birini yazan bir şairle bu soruşturmayı yapmak oldukça keyifliydi. Kendisine çok teşekkürlerimizle.

Rıdvan Ardıç

  • Ses şiirde bir ‘’sine qua non’’, olmazsa olmaz mıdır? Şiirdeki yeri için ne söyleyebiliriz?    

Değildir, benim için şiirin olmazsa olmazı yoktur. Şairin şiir niyetiyle ürettiği her şey şiirdir. Ben şiirimde hep sese önem vermişimdir, elimde değil, bir şekilde öyle çıkıyor. Ama yer verilmeyen şiirleri de oldukça severim, ses anlatıdan kimi zaman öne çıkabiliyor, bunu kullanmadan üretilen ve bana hitap eden şiirler oldukça hoşuma gidiyor.

  • Politik şiir yenildi mi? Ya da doğru zamanı mı bekliyor? 

Bence bu ara politikayı şiirle sağlamak ve anlatmak kimsenin ilgisini çekmiyor, iş bir tık şiirden anlatıdan geçti gibi hissediliyor, ama her şeyin bir zamanı ve beklenmeyen etkileri vardır. Fikirlerimizi ve savunularımızı Twitter gibi ağlardan o kadar hızlı ve kolay şekilde paylaşıyoruz ki, içimizde büyüyen hırs, öfke, destek ve inancı o kanallardan akıtıyoruz. Şiirimizde bu unsurları hala barındırdığımız da bir gerçek fakat politik şiir diyebileceğimiz şiirleri bu nedenle pek görmediğimizi düşünüyorum. Dediğin gibi belki zamanı gelecek, hangimizin kitapları yasaklanacak kim bilebilir? 🙂

  • Güncel şiirimizde dikkatinizi çeken, ‘’Şiir bu istikamete doğru gidiyor’’ diyebileceğiniz şiirler ya da şairler var mı? 

Bu sıralar buna cevap verecek kadar günümüz şiirini takip edebildiğime inanmıyorum. Önüme rastgele düşen şiirler, kitaplarda eksik bıraktıklarım ve kendi yazdıklarımla tutunuyorum şiire. Kısaca yok diye cevap vermiş olayım. 

son yayımlananlar