“şair rab’dan ayrı bir şey söyleyemez, doğal bir hak vermedir bu”
Emre Söylemez

Yedi kırk yedi
Ulu saat ve enternasyonal artık din
Pek buyurgan sofra kurmakta da mahir
Orada, tam manasıyla, robot rahimlerini döllemek üzere molasını bekleyen ağrılık
Kuantuma inat ceplerinde eli
Kolluyor ve anları çekiştirip sıvayabiliyor zihnin duvarlarını
Saray bir, kendisi ve Hızırı dışarıdan iki
Kekemelerin eline tutuşturduğu broşürleri sümüklerini silmek için kullanmaya hazırsa da
Denize boğulmak için girecek değil
Daha iyisini de sigortası karşılamıyor
Tapınmaklığı şimdilik rafa, uzanamayacağı yüksek dağlara kaldırdı
Ne levha verecekler ve madalya, bir konsantre utanç, o da şanslıysa
Pencereden zıplayıp sırtına saplanan ısılı ışıklı kısık felek özü
Geciktiremez, geleceği döllemeden önce yedi kırk yedi
Yakaları zaferli adamlardan emir almak zoruna gidiyor olamaz
Bazen güneşi örttüklerinde sadece, o da bazen, şahdamarlarına inmek istiyor
Buruşuk diz kapağı rötarlı kadim yuvasında çalkalanansa
Bir dahaki dirilişe dek tükürülmek üzere ağzına doğru seyrediyor
-Yuvamız insanlığı başlattı ve umuyoruz sonunu da yine o getirecek-
Hızırın saçlarından bahsedelim uzanırken
Kökleri gökten inip kalkıyor, altından akan ırmaklar hesaplanamıyor
Saçlarını neden ortadan topluyor neden
Saçlarını neden yana yatırıyor
Saçları neden büyürken istila çıkarıyor irinlerden
İrinler lezzetli olamazlar teknik gereği bir ölüden daha katlanılır olmaları
Elini sok, merhaba hutbesi, say hello, ayaklarınla çiğne, öğretinin dışı içinden hararetli hem
Uğraş didin tırnaklarını kazıman gerekmesin
İrine sarıl, bölünmeden önce personan, yıkan irinle
Kiri sana öğrettiler, hem kiminle ve yine neden
Işığını sana ulaştıran periler haberdar olmalı
Büstüne bakıyorum da ne çok sana benziyor
Kuduzluğu bıçakla biliyor ve mülakatlara hazır hale getiriyorsun
Günahların çarpanlarını yükseltmeyi bırakman gerek
Parıldamadan önce uyarman, bir kılavuz dağıtman ya da, tekrar kör olmayalım diye.

Beş Elli Dört
Kokun sayılmıyor ve adımların tekrar edilmiyor
Hayaletleri kovalama, bedenlerini seçememişlere, seleksiyondan sağ kurtulanlara göz kırpmayı unutma
Melekler kapı arkalarına gizleniyor
Çıplak kalıyorlar etin yansıyınca alemlerine
Bir örtü, bir parça kumaş için iniyorlar secdeye
Her nefesinde bölünüyor ve gecikiyor emeğin neticesi
Sen yürürken iş aksıyor ve tefeci gezegenler zarar ediyor
Yeryüzünde kibirle yürüyenlere diyor tanrı, seni düşünmüş olmalı bunları söylerken
Bu tılsımlı matematiği hangi cennetten getirdin
Hangi huriyi aldattın da aşırdın maskesini
Tanrıları mesaiye zorlamayı bırakman gerek

On Bir Sıfır Sekiz
Sarı çiçeği tuttun da dağ ettin
Bir tavşan daha doğurdun
Doğurmakta usta, anlamakta sıskasın
Doğurduğun her gün birini daha fırlatıyorsun toprağa
Tuttuğun tartıya uzanamıyor devler
Aynalar merdivenleri aşmamıza yetmiyor
Peki öyleyse nereye saplayacak kafasını
Tulumlarındaki baltayı nereye gizleyecek bunca fani
Bir barbara dönüşmeden önce, büyünü paslı profillerden, sınıflardan ve saatlerden atlatman için birçok mutlu kahvaltıyı feda ederdim

son yayımlananlar