Şûrâ’ya
aylaksın özünde -kim inkâr edebilir?
ahmak pazarında ithal kakalak belki de
“İşe git, eve gel, uyu ve tekrar et!”
ahlâk ve anlam aynı yatakta, kan ter içinde
terin, kan içinde!
koşuyorsun ama yanlış yöne!
konuşuyorsun -öyleyse bir şey yapmalı buna!
şiir söyleme ama şiire çamurunu bulaştırma!
tut elimden, bu kez yıkılabilir surlar
bu kez surlar yıkılacak mı diye de sorma bana!
her zaman ihtimal vardır, her an belirsiz
-söz veremem anla, veremem işte!
söz, havayla temas edince tutuşan bir şey
ateşten korkan çocuklar tanıyorum
dillerinden eksik olmadı kibritleri.
yasaksın ve aksak adımın -sendeliyorsun yokuşu görünce bile
kimsenin evi çıkmaz yokuşu -şair en’gebesidir sokağın
yeniye ve yenilmeye meyillisin
-en çok yenilmeye!
olmaman gereken dünyaya kanarak ilerle -dibe, en dibe kurulmak istenen cehennem senin!
ceplerinde metelik, kurşun ve Ortadoğu
ikna çölünde iklimin kum değil, cam!
camı teninde tart ve öyle söyle
yanlışlığını durduğun köşenin
kurt sanıyorsun her diş gösterişini, kuzular emziriyor memelerin.
taşıyorsun, bu senin yatağın değil belli ki
uyutmaz omzunda konuşup duran, o!
“Evden çık, işe git, dinlen ve tekrar et!”
sevişirken eksik ve ücrasın kendine
esriksin ilk günden -toy ve kaba
yatağın yanlış yerinde uyuyakaldın bir kez daha!
uyan uyanmasına ama uyanmak ne utanç verici!
-hayat asgarî yaşanıyor burada.
yalansın ve boş kasnağından geçen cümleler
eleğinde elenenlerden sakınarak
yarana parmak istiyorsun -bunlar başkasının!
“Patrona kız, daha çok çalış, para kazan ama inkâr et!”
çizdiği resimde yüz çevirdi yüzünden cellat
-onu ihbâr et!
zifte döndü ırmağın, kara!
-şimdi ikrar et!
değişmedi ruhuna dokunan yaman
-bitmedi sorun burada!
giz adına, giz tozuna, giz bulamacına iştahla -bozul!
etiğin canına oku -niyeti bozdun nasılsa!
Şimdi ne diyecek!
sorusuna bir cevap olmalı.
bir şey bulmalı!
Haykır işte!
bir şey olsun!
Şart mı?
bir ses ol!
Bir olumsuzluk tat.
bir ten yıpranır.
Bir nüfuzun elden gidişi
korkunç bir tapınak söyletir.
kölesidir ölümün.
Bir canavar, aydınlıkta kalan.
öyle ulu orta ha? -öyle ulu orta!
İnsan,
sızarak deliklerinden
Kusurlu bir kaçak!
beceriksiz
Ama her suça ortak!
tutuklanacak yaştasın.
Yas da tutacak her kaçamak bakışın,
yanılgıdan ibaret değil mi tüm asrın?
Tüm kaygın.
geçmiş,
Yamanmaz!
kusruna tutun!
Kurşuna dizil!
nefsinin öp boynundan.
Dayan!
direnme buna!
Ama sonu yok.
sonu yok hiçbir ölümün!
Ne bela!
ölümün kusursuz olacak şüphesiz -bunu biliyorum
ama nasıl olur bilemiyorum henüz
tüm ölümleri yaşadın çünkü doğarken
ölümsüzlük bırakmadı yakanı
-şah defalarca ama bir kez mat deme hakkın!
oyun bitti demek isterdim ama sana çok uzak bir şey söylemiş olurum
yanıl ve kan dünyaya
-alınma ama bence saçma!
bocalan karanlığında
iş bilmez uğraşlarında katarakt!
yaramaz çocuğun çatalını düşürüşündeki kurnazlık payına eklen
hinlik var iç çekişinde!
“Yenil, yine yenil, kabul et ve devam et!”
zehri bilerek sürüyordun kaftanına, yakalandın -buldun inkârını!
ihanetin göze hoş görünen perdeleri uçuşarak yiterken gözlerinden
-kapan yarana!
kapan yaranda kurulu hâlâ!
sona çok az kaldı
-söyledim sana!
eğ başını
dön suya misilleme yaparak!
geciktin dağlarına
-ufku tanımazdın göstersem bile!
kaçırdığın otobüsün dikiz aynasında bulunan anlam
-ama kaçırdın bir kere!
an’la sıvanmış duvarların!
-bunun altını sen doldur görüntünle!
“Sabah sekiz, akşam beş, paydos ve ilelebet!”
devam et
-kuluçkanda
devam et!
bile bile lades ve tamu!
batır kutsalına ekmeğini
-başka nefesin yoktur!
dayanaksızsın dedim -dayanıksız değil!
külahları değiştik seninle -akıtma yaşını!
kandırmaya çalışma kimseyi
bir nefes daha alırsan bitecekti -öyle söylenmişti
bitmedi, niye peki?
-bir terslik var!
-fark ettin değil mi?
evrildi ağzı çiçekli adamın yabancı tanıklığı
-korkun
tanıdık olana!
“Hoşça kal dostum!”
alkış eksikliğinden bitti piyes
ölüyorsun
ama dik yürüyerek in sahneden
-yazık oluyor sana!
