Bunalıyorum bankacı arkadaşım
Lovecraft mektuplarına benzer lafların
Yumak yumak olmuş bir dikkatin içinden konuşursun
Bu hayatın böyle geçeceği yok dersin
Demekle de kalmazsın
Çözümler düzersin yoluna
Çeker gidersin iklimi ılıman bi yere
İşini değiştirirsin gözlüğünü değiştirirsin
Sağlığını bozmak uğruna yapmadığın yoktur
Midenin bozgunları için
En tatsız yemekleri hayal edersin
Ama sağlık galip gelir
Ortalığın kırıldığı günler
Herkeslerin ağzı kaygıdan örtük
Herkes önlemine önlemle sıkış tepiş
Sen yine en besilisi kalırsın sizin şubenin
Sonra bunalırsın
Rakıdan yorulduğun bi akşamüstü
Nereye kadar der apartmanları dolanırsın herkesin malumu
Ki fısıltılarını çok önceden almışsındır
Tanıdık bir arkadaşın tecrübesi
Neşeli bir abi, ağabeylik kurumunun yüzyıldaki küskün hortlağı
Teyitli WhatsApp mesajları
Ama en çok da kaldırımların kelepir gastesi
Bir sürüngen gibi, bilirsin işte
Koklaya koklaya
Kendine sofra kurduran içkileri düşün
Masalar üzeri leke kıyamet
Her zerrenin var bir hikâyesi
İşte bu da öyle, o hesap
Çok mecbur kalırsa insan
Konumu, sokak tabelalarını filan siktir et
Kaldırım çapaklarına burnunu sürte sürte
Hakikatin peçesini bile kaldırır, inan
Eh işte, ne diyorum
Yanaklarında tırsak bir cesaret, gidiyorsun
Merdivenleri tırmandım kapıdan içeri davet edildim diyorsun
Acaba başıma şimdi ne gelecek
Fotoğraflardaki gibi çıkmaz hiç buralar
Kol kola bir hayat bezginliğinin
Etlerin parıltısına çöktüğü salonlar
Ajanstan bozma loş ışıklı sefih viraneler
Ümitsizliğin koyu tonlarıyla işini halledersin
Kasların yorulmaya güçlerinin kalmadığı bi jimnastik
İşini bilir iltifatlar, maviliklerin tahammül getirmeye yaradığı ağız kokuları
İşin garibi bu spora yanaşan kas denkleşmesinin bile
Girişinden çıkışına
Bir adabı varmış meğer
Tiyatroya nasıl gidersin, bir kuyruğa yorgun argın
Günlerden çökelmiş omuzlarını bir güç nasıl eklersin
Bir bar toplantısında bir yabancıyı hani misafir edersin
Bu da işte öyle
Evine geçersin
Altta gürültü kıyamet
Bebek bakar sesler
Babalıktan çok uyku hesapları
Dursun şu ciyaklar dursun karanlık da
Aklımızın içinde nergisten bir beyazlık
Yeter, rahatça uzanalım
Hayatı sorgularsın iş çıkışı
Yaşamdan şüphe duyarsın kliniklerde
Vesikalara gülümsemeni isterler
Mülakatlarda insanın endişesine zimmetlenen acayip sorular sorarlar
Saat dolsun da odama döneyim dersin
Günlerin geçişine alıştın da şu görevlere bir alışamadın
Gözünde gündüzün ılık farları
Her sabah uyanmanın o kıyameti
Öyle bir korkarsın ki her sabah ayılmaktan
Korkularının muayyen bir saati olur artık
Ona da mesai derler
Nasıl koyacaksın yoluna tüm bunları bankacı arkadaşım
Ya da diyelim ki hiç koymadın
Yakalarına kadar sen de hepimiz gibi
Hayata batacaksın

son yayımlananlar