Yokluk bizi ele geçireli çok oldu
Faiz haram, devlet hırsız, halk tapınacak put arar
Cebimizde bir sinek vardı kanadı kopuk dolanır
El mahkûm, bilek suskun, yumruk sıkmaya yok mecal
Halkın ağzında yavan bir slogandır devrim
Yapay holigan, para denince akla gelen gam, yersiz yurtsuzluk caba
Yalan mıydı uçtuğumuz güpegündüz şeyhim?
Ne yardan geçilir ne serden ne hayallerde bulunur deva
At izi it izine karışır, çiftesi pek boku seyrektir
Siyasette kaynar yalan aşı, halk açlıkla sınanır vesselam
Umut fakirin ekmeği derken kırıntıları toplar olduk
Biri atana, biri tutana, bini yutana helal lokma
“İslamofobi” diyorlar düzenin çarkına paşam
Çomak sokana, ezan duyana, el açana beddua
Yazar kasa düşüşe geçmiş, meşru bir dille söylüyorum
Göz dumana doydu, doymadı sis İstanbul’a
Biz bu vatanı çarık giyerken almadık mıydı?
Milyon dolarlık bir türküdür “ayağında kundura”
Mizahını az koyun sözün, dozu kaçarsa maazallah
Yazan tutuklu, basan kapaklı, nefretini kusan parmaklık ardında
Adaletini sevdiğim hâkim bey, yine mi atamadım golü?
Cinayet? Burada! Yolsuzluk? Burada! Mazlum? Suskun yoklamada
Bu memleket evlatlarına kendinden başka uğraşı tanımıyor
Toprak narsist, köylü abazan, hacı-yatmaz derdin bini bir matruşka
Bozbulanık kaos çorbası, içen yarabbi şükür diyor
Allah’ın da düzenin de insanın da yalan dünya
Ya deveyi güt ya bu diyardan git, genetik bir kod
Güzel insanlar göçtü, nesil çöktü, download var ruhumda
Kazık çakacak değildik, eleştiri adlı bir ok girdi kadraja umarsız
Delik deşik gövdem darplara şikâr, sağ çıkılmaz bir yuvadır coğrafyamdan kalan
Türkiye’den bir beklentin olduğunda x’i yalnız bırak
Beklentini Türkiye’yle tara, x’i yalnızlığınla an
Enkaz doğur kaldırımlara.
