Biraz ve sıkça zam, bolca vergi,
aşırı suskunluk.
Palmiyelere benzedikçe çirkinleşiyor halk
Halka benzedikçe sıyrılıyorum bulutlardan

Bazı geceler derinden gelir
Bazı geceler toplumdan bireye iner
Kimi geceler susar
Kimi konuşur
Kimi bağırır çağırır, yakar yıkar bendimi
Bazı gecelerse bu şiir kadar karmaşık
Aklım kadar
Ve o kadar da denli, o kadar manidar

Sönük lambaların etrafında halkalanan
Çaresiz dertlerimden bir mektup var
Geçmişten gelirdi eskiden bunlar
Şimdi gelecekten geliyorlar fakat kaygı barındırmıyor içinde
Kaygı olmayınca gülüyorum
Çaresiz ve gizli haz duyduğum tebessümün neferleri koşuyor üzerime
Yeniden salıp kollarımı göğe
Beş kere yıkayıp ellerimi şanım için
Kar kokmayan bulutlara dokunurmuşçasına inatla
Nefretle siliyorum makyajını hayatın
Gün yüzüne çıkıyor kelepir yalnızlık
Aslında severdim huzuru
Severdim sessizliği
Şimdi sese muhtacım
Bir sese ihtiyacım var
O ses bir sokak köpeği anımsatsın istiyorum bana
Tutsam kulaklarından küçük bir çocuk gibi havaya kaldırsam
Eğilip baksam gözlerine o munzur köpeğin
Ben gülsem, sevinç görsem gözlerinde köpeğin
Kafasını okşayarak küfürlü sevgi sözcükleri savursam kulaklarına
Karnını gıdıklasam
Köpek olmayan bir köpekle hayata sarılsam diyorum

Sanki ben ne anlatıyorum
Sanki saçmalıyorum değil mi
Evet evet kesinlikle saçmalıyorum şu an

Ufukta ağlayan bir kız görürüm bazen
Soğuk eşinin takibinden bunalmıştır
Ve patlar o kız o gün
Patlar, dumanı yayılır bulutlara kadar

İçinde kirpik geçen bütün şiirleri üzerine alınan bir kız yaşıyordur şimdi eminim
Belki güzeldir
Çirkin olduğunu sanmam
Çirkin diyorsam da yalan
-ama çirkindir belki nerden bileyim-
Belki fazla uyuyordur dertliyken
Peki ya sahiden güzelse kirpikleri
Ya haklıysa üzerine alınmakta şiirleri
Ya yavru bir ceylana benziyorsa gözleri
-abartmasana kardeşim sen de-
Amaaan
Saçmalıyorum işte kime ne
Benim de hakkım değil mi saçmalamak
E madem ki bütün kirpikli şiirler ona yazılmış
İnansın o zaman
Şakacı çocuk

Uzun kirpikleri var dünyanın
-Şşşş o şiiri bitirdin yanlış yerdesin-

Nerede kalmıştık…
Ama dur ben fatih terim değilim ki
Hiç olmadım da – aman aman düşman başına, Allah korusun –
Her neyse işte bir önemi yok nerede kaldığımın ya da fatih terimin
Bunalımlı perdelere benzeyen günler vardır
Günlerin yanında patlamaya hazır ve nazır bir saat
Saatin içinde insan
İnsanın içinde saat
Al sana matruşka bir hayat
Tik tak tik tak
-Şşşş o şiir de bitti yanlış yerdesin-
Bu şiiri bir radyoya benzetmek için
Konuşan bir radyo kanalı aradım bulamadım
Bu saatte konuşan biri olsa da önce güler sonra kesin söverdim zaten
Ama biraz hevesim kaçtı
Söylediklerini yazıp muziplik yapacaktım güya
Her neyse
“Gel be gökyüzüm kıyıya vurdu aşklarım
Ya beni öldüüür ya anlaaa
Nefesim ol günahı boynumaaa”
Ne sahici radyo ne sahici tesadüf ama değil mi?
Radyoda çalan şarkıya bak
Ulan, ulan ne güzel şey şiir yazmak
Ne güzel şey hala yaşıyor olmak gecenin bu vaktinde
Ne güzel şey Orhan Veli’den sonra doğmak
Saçmalamak şiire yakışmaz bunu bilir bunu düşünürüm
Bunca saçmalığı çözmek de
Okuyucuya kalsın yayımlanırsa bir yerde
Çok da zor değil aslında anlaması
Geçmiş ego kırıntılarım da savruldu sanırım rüzgarla
Affola

Anlamsız tarihler diye bir şiir yazmışım geçen sene
Ah ne kadar anlamlı
Ne kadar doğru
Hala kefilim o şiire

Nesneler sustu bu gece
Ben sustum
Karanlık sustu
Şiir konuştu

Şiir bugün çok konuştu
Affınıza sığınıyor

Şiir bugün çok sır verdi
Affıma sığınıyor

Affetmiyorum, bu gece şiir okumayacağım yatmadan önce
Özür dilerim
Bileklerini kesip hunharca öldürmeden zamanı
Sana da iyi geceler dilerim duvar saati

son yayımlananlar