alışkanlıktan öğreniyorum bu sokağın dilini
-itiraf etmeliyim-
küfrediyorum da ara ara
tanıklığım yitirdiklerime benziyor
çolak adım, sağalıyor kelimelerim
bağışlıyorum dünyayı
/
kalbin
bir tufana denk
tufanımı alma koynuna
sığmaz
incinirsin
/
pencere pervazında çiçekler
solgun yüz hatlarıma bir devinim gibi ekleniyor
bağrışkan kediler öğretiyor bu dili bana
turna sürüsü gibi geçiyor önümden kadınlar
durup annemi düşünüyorum
paslı kapılar gıçırdıyor
ağlıyorum -ağlıyor güller-
kül dökmüş sineme
yakar oyy
/
bir dili var duvarın
boşluğu dövmenin bir dili var
bir makas büyütüyorum kanayan tırnaklarıma
denk düşüyor hayatıma bir bıçak izi
dönüyorum
dönüyor yaratkan bir zaman avuçlarımda
ağlıyorum -ağlıyor güller-
kül dökmüş sineme
yakar oyy
