En uçlarda yaşıyorum duygularımı
Kabullenmem yıllar almış meğer
Öfkeyi, karamsarlığı, aşkı, üzüntüyü ve mutluluğu
Şizofren deli gibi değişiyorum her biriyle
Öfkeyle deprem oluyorum öyle bi sarsıyorum ki yeri göğü birinde bir şeyleri öldürüyorum tolere sağ kalmaya izin veriyor sadece
Karamsarlıkla ölüm getiriyorum her senaryoya mahşerin dört atlısıymış gibi
Sanki dünya 5 dakika sonra yok olucakmış gibi ne varsa her şey gidiyor gözlerimde birer birer tüm manaları siliyorum
Aşkla bir dal oluveriyorum eğrisiyle doğrusuyla hem de
Aşkın akışını nehir yapıyorum kendimce hiç tereddüt etmeden sırtıma dönerek dünyaya dal oluveriyorum akıp akıp gidiyorum gittiği yere kadar
Şelaleler ve küçük çaylar da dahil
Üzüntüyle canciğeriz küçüklükte ağızda kalmış yurt dışı çikolatası gibi aklımda
Gene de bu samimiyet teğet geçmeye tahammül vermiyor ağlatıyor isyan ettiriyor
Koca bir kaya büyüklüğündeki olaylar paramparça ediyor günyüzüne hasret kalıyorum fakat karanlıktan da vazgeçemiyorum
Mutlulukla bahar aylarından biriymiş gibiyim
Hareketlerimle tiyatro yapıyor cumartesi pikniğine gidermişcesine neşeli bir deliye dönüşüyorum
Duygular artık bana gelmiyor
Hayatımı şiirle yazıyorum ben
Kah kızıyorum kah gülüyorum
Aşık oluyorum hatta birden
Beş dakika sonrasında napacağımı geçen hafta neler yaptığımı belirliyorum
Ben anı ve anıyı kendim yaratıyorum
Gerçeklikten mi kaçıyorum acep?
Harflere tutsağım
Bir o kadar da sahibim onlara
İlhamı geride bıraktım ben
Artık boş kağıtlarla sohbet ediyorum
Yavaş yavaş delirmeye giden bu yolda hiç de muzdarip değilim bu mental sendromdan
Dirayetli ve sağlıklıyım
Dünyada olmadığım kadar
Lakin büsbütün yalnızım kimse beşeri kadere kulak asmayacak
Kime ne
Mahşerin beşinci atlısı olmaya hazırım ben
Delilik ve ölüm
Ve o der ki elbet bir gün herkes kendi senaryosunda sahne alacak
Mert Çelik
