tozlu mendil, kirli bardak, vücut mantarı
obsesif kompulsif bozukluk
genze kaçan yemek, buruşuk kağıt, dağınık masa, ayak kaşıntısı
nevrotik ot bok
hastaymış taklitleri, kolayca sarfedilen depresyona dair sözler, sorgulamalar, yargıç yer insan
< anksiyete bozukluğu, diğer >
sorumsuz hissetme hasreti de reçetelerimden birinin üstünde yazan tanıda “anksiyete bozukluğu, diğer”deki alt başlık olan “diğer”in içinde
hayattaki “diğer”e mahkumiyetim de üst başlığın anlamıymış meğer
siyasi tweetler, haklıyım ama yalnızca bu kadar
yaygın anksiyete bozukluğu
ama masada bağıra bağıra (dost ya da düşman meclisi, fark etmez)
hiçbir korkum yok estağfurullah
militanlar, faşistler, müminler
gömleğimin bir düğmesini açtım bile, kin doluyum
yatak gıcırtısı, uykusuzluk, erken kalkmak
aman hasta oluverecek gibiyim
kaydım düştüm ısparta çayboyunda 5-6 sene önce
özenle çizdiğim resimler ıslandı
kuruttum güneşte, onlar kururken uzandım çimene
o anda ne sıcak ne güneş ne yazın
resimlerim ıslandı çok üzgünüm
bugün kar kürüyen işçiler mutluydu çakmak isterken
kar tepkisiz
ve yürüyen işçiler
kar, yürüyen işçilerden mutluydu
işçi sınıfına selam etti çakma zipposu samowzki’nin
millet kıraathanesinde okey dönesim var dedi ünlü şair oğuzhan
ya da yurt dışına çıkıp geri dönmeyesim var
yok zaten okey, 101, tavla, batak matak sevmem
ama her akşam kahvehanede bitiyor şu ara
köpekler havlıyor, dışardaysam sıçtık derim
ama hiç sıçmadık şimdiye kadar o şekilde
arkamızda 25 köpek vardı yokuş yukarı bisikletliyken
ve gece 4’tü saat, mezarlık vardı yanımızda
bir dama attık kendimizi
hukuktaki zorunluluk halini falan bilmiyordum o zaman
ama dama atmak kendimizi suç değilmiş
ama o caddede zaten yargıçlar itlerdi
yani her şey hala güzel olabilirdi hem ergen sopalı dayı gün doğarken
nasıl dinçti o saatte dağ yolunda
sonrası aynı, o is kokulu zaman bile fena değilmiş
bu sene -yani beş altı ay oldu-
“bu benim delice ilk tutuluşum”, garip günler geçiyor onlayken
yani artık online değilken okcupid’de falan (sadece hesap açtım)
paxera bitiyor çarpıntılar başladı, şehir hastanesindeki doktora uyku sorunum olmadığını
söylememe rağmen uyku ilacı dayadı doktor
zaten şehir mehir bilmem biz dinar türkmen ovasında jandarma vurmuşuz 200 sene önce
köylü bile değiliz yani yörük
zemin kayıyooor, paxera yarıya iniyooor, internetten koyduğum teşhisler kayboluyor
elektrik çarpıyorum
hoş sada yarin sesi
bugün cuma yarın cumartesi
artık düşünmediğim onca şeyi düşünüyorum çünkü gece 3’te anaa! forda vurulmuşum rüyamda
gece diye bir öykü yazmıştım sanırım merdümgiriz fanzin sayı 1’de
kokoreç sevmem, köfte ekmeği yalar yutarım ama doyurmaz hiç
taksiye kazandırdığım paraları düşünüyorum
otobüse bile binmezdim geçen sene
yürürdüm sürekli, sonra kanser araştırmacısı anketör
sigara isterdi bizden
muhatap olunmayacak tiplerle muhatap olmamaya çalışsam da
muhatap oldum yine üç beş defa
çünkü polis devleti gerizekalılardan beslenir
hadi görüşürüz başka bir şiirde
yine kaçtı tadım

Oğuzhan Kayacan

son yayımlananlar