
Bakılmıyor ha deyince değil mi
Merdiven boşlukları durağımız oluyor
Saçmalığın majörü yaşamın çilesi
Sırtımızda zemherinin sillesi
Avuç dışlarımızda kist
İşte bir çile şu gelen yenisi
Çabamızın altında kocaman boşluk
Ansızınlık var hislerin çökeltisinde
Yeni diyorum ben, kekre bir tadı var
Şiir istiyorlar ansızın oradaki onlar
Fark ettim ki düşleyince olmuyor
Uyku denen dost artık uğramıyor
Kaçırdığımız onca şey
Fırsat mı bela mı ne denirse
Bir yerlerde biraz umut yahut şarap
Her zaman bulunur durumdadır dedi
Sokakta ateş yakan o sakallı derviş
Şakirti buldu bir yerde aldı geldi
Mürşiti benim artık dedi ve başını sevdi
Şakirt biraz yobazdır
En mert halinde bile oyun bozandır
Lakin bunu unut dedim
Dilenci değilim ama
Ateşin var mı mürşit
Ve biraz da umut
Sonra bahsetti Süleyman’dan
Konu çabuk değişir ateş altında
Sokak sabah değildir ya da akşam işbaşında
Peygamber olan değil kasım ayında doğan
Tırampın götü kaşınıyor dedim ben de ona
Devlet yıkıp devlet kurduk orada o anda
Her alt gelirli vatandaşın her an yaptığı gibi
Keşke dedim sonra tanıdığım tek tıramp
Aleksandır süpertıramp olsaydı diye
Lakin bu pişmaniye de fena değil dedi
En az firavun kadar deli
Ardımızda da İsrail meselesi konuşuluyor
Bir subay mahpus edilmiş suçsuz yere
Sebebi barut fetişiymiş
Dedim bundan bana ne
Şakirt biraz uludu ve gitti
Mürşit İsrail’e sapanladı silkti
Açık tekel yokmuş dediler üzülerek
Üzüm ezdiler soğukta süzülerek
Lanet okumak çok kolaydı
Bunlar da hepsi mesela
Yaşanmamış birer anlardı
Yaa işte sevimsizliğim benim
Uzamış kirli bir sakal kadar temizsin
Ama yine de
Çabalaman lazım
Yeni hikayeler uydurabilmen için
Aleyküm selam
Samowzki
